Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Ağustos, 2022 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Xeyal

  Dema ku behsa wê dikim gul diçilmisin ji kerba berîkirinê Xwedê navê nûjen ji ferhengoka xwe diafirînin Peyamberek misheva    dilê xwe li çolan belav dike. Bakîreyek xwînê di nav lingê xwe de dimeyîn e. Dayikek nifiran li malzaroka xwe dike Dema bêrîya te dikim Qewmek agir dihebîne Zarokek çîroka dînan de digirî Telefon ji lêdanê dazir e Metro lezgîn berê xwe didin gorên tarî Hejmara çuyîna te Û hejmara dagiriya dil bi hevûdu re neyarin Min behsa wî xeyalî dikir ku navê te jê afirî bû. Ne hatina peyxamberekê Ne bi mizginiya ku ji dergahên xwedê olan dabû. Şênaziya ku di awirê te de    olan dida Ez dikirim peyamberekê dilsoj Yek bi yek di dergahên kamiliyê de digerandim. Belê raste! Nêçîr ancax di tara nêçîrvan de dibe şoreşvanê rihê xwe. Dar ancax bi serê xwe be dibe dar Çuyîn di malzaroka hebûnê de dibe mirin

GÖNÜL

Körlük İlk elden kaynak belirtemesem de şöyle bir yazı (okudum mu-duydum mu) anımsamıyorum.”dışkı kokan bir topluluk dışkı kokmayanın öteki olarak algılanması” bu bir nevi ezilenin pedagojisinin kendi iç dinamiğinin sömüren tarafından nasıl algılandığı çoğu zaman anlaşılmayacak karmaşalarla doludur. Film tam olarak bir sanat mıdır? Karar vermiş değilim aslında. Elbete ‘sanat nedir’ ? derseniz çok sade bir şekilde hakikat çizgisinde değiştiren, dönüştüren ve aynı zaman da hem kendi zamanını, hem var olan aksaklıkları hem de geçmişe ışık tutan bir eylem halidir derim. Son dönem türk sinema sektörü yönünü kürtlere döndü tabi- 70’ler Yeşilçam’ına bakıldığında kürt karakter her zaman okumamış- kaba-saba bir kişilik çizdirmiştir. Bu yeni jenerasyon bir kaç farkla aynı şeyleri işler durumda. Köy veya kasaba hayatına sıkışıp kalmış- çoğu zaman sadece bir deli olarak veya töre kurbanı genç bir kızın çilesi olarak aktarılır. Gel gelelim gönül filmine Aklımda kalan en önemli yanı çok iyi bir görs

BUHRAN ve DİN

  Din modernite öncesi için,insanın kendi ile dış arasındaki bir bağlantı yolu olarak bakılmalı, bir nevi varoluşçuluk- ilkel bir varoluşçuluk- burda Kafkanın dönüşüm kitabı tam olarak peygamberlik geleneğine uygun bir çıkarımdır- modernitenin yoğun çelişkisiyle başbaşa kalan yeni insan içsel dönüşümü bir tür çöküntü olarak kavramıştır. Modernite öncesi insanın da bu gelenek- yükselmek ilkel bir ego olarak kendini ‘seçilmiş-kutsamış’ saymasına neden olmuştur.   Modernite buhranıyla beraber duyusal olarak daha çok tahribata uğrayan, bilginin her alana yayılmasıyla bu peygamberselik şizofrenisi onu yüceltmek yerine - böcek- olarak karşımıza çıkartır Bir diğer benzerlik -mağara-oda- ve fark etmekle,korkmak, kabullenme- ortak noktalardır, musanın tanrıyla karşılaşması ve sonrasından ordan kaçmak istemesi onun bu olayı kabul etmedeki zorluğudur. Bilindiği gibi kafka böcek olduğunu fark etmesi zaman alır, ve bundan sonra ne yapacağı kaygısı hakim olmaya başlar. Modern insan bilgi yığını için