Evrensel olmayan acının sonsuzluğu “Acı psikolojik bir olgu değildir, yaşamsal bir olgudur. Acı çeken beden değildir, tümüyle bireydir.” Savaşlardan başlaya biliriz buna. Birey olarak tanımlayacağımız insanı, sosyal düzen içindeki en küçük yapı olarak ele alırsak,acının köktenciliğini de fark ederiz. İlk toplumlardan modern topluma kadar ki bütün süreci etkileyen savaş mekanizması, her zaman bireyden başlayıp bütüne yayılarak ilerlemiştir. Savaşçı, ve onun ailesi acı karşısında yalnız kalmışlardır. Aynanın bu yüzünden acı savaşçıdan başlayarak, efendisi tarafından öfkeye veya itaatçılığa evrilmiştir. Savaşta kahraman olması, ancak ötekiye verdiği/vereceği acı ile eş değerde gelişir. Gideceği her yeri acı içinde gördükçe,kendi acısı hafifleyecek. Efendinin dilinde bu olay fetih veya anavatan faydalı birey olmak olarak tanımlanır. İç dinamiği öfke olan ve yapay bir şekilde ortaya çıkan bu sevgi, veya sahip olma olayı savaşçıyı böbürlendirecek ve onun daha fazla acıya sahip olmasını sağ
li welatê jor bi xeyala